28 Mart 2016 Pazartesi

ÖĞRENDİM Kİ...

Uzun zaman oldu yazmayalı,Sizlerle dertleşmeyeli,konuşmayalı

Eeeee nasılız bakalım. Alışabildik mi? Ölümlere,Teröre,Şehitlere,Tecavüzlere,Kadın cinayetlerine..
Valla ne yalan söyleyeyim.Belli bir zaman sonra insan alışıyor ama alışmamamız gerekiyor gün geçiyor balık hafızası gibi unutuyoruz. Unutmamalı ve unutturmamalıyız ki her şeye bir çare bulunsun sonu gelsin.

Yazmadığım zamanlarda uzun uzun boş kalıp düşünmeye öyle çok zamanım oldu ki bol bol cümleler biriktirdim içimde. İnsan ne kadar çok şeye alışıyor anlatması kolayken yaşanırken ne kadar da zor olduğunu anlıyor insan.

Gün geliyor ki doğuyorsun bilmediğin ellere bilmediğin gözlere merhaba diyorsun. İçinden çıktığın su dolu korunaklı dünyanın bir anda son bulup birinin seni içeriden karanlıktan aydınlığa çıkardığını sanıyorsun. Önce korkuyorsun ve kendine getiren ilk darbeyle ağlamayı öğreniyorsun. Sonra güzel sözler şefkatli bir kucak ve sesle yatışmayı öğreniyorsun. Bir an geliyor acıkmayı öğrenip sana verilene sarılıp açlığını gidermeyi öğreniyorsun. Büyüdükçe hayatın ilk başlarda yaşadığın o ilk anların sana devamlı ziyaret ettiğini görüyorsun. Emeklemeye çalıştıkça bocaladığını ,yürümeye çalıştıkça defalarca düştüğünü, inatla hedefine ulaşmak için ayağa kalktığını öğreniyorsun. Zamanla hayatın acımasızlığı sana bir çok şeyi öğretiyor aslında. Ağlayarak istemeyi, şefkati bulunca avunmayı,acıkınca acımasızca önündeki her engele rağmen açlığını doyurmayı. Seni düşürmeye çalışan bir çok engele rağmen dimdik ayağa kalkmayı öğreniyor insan. Herkes zamanla öğreniyor. Ve insanoğlunun en kötü huyu da ben kendim öğrenirim demesi. E be kardeşim madem kendin öğrenceksin  neden o zaman tecrübeleri dinler hak verirsin. Madem dediklerimi uygulamazsın neden beni dinlermiş gibi yaparsın değil mi.. Bu bambaşka bir konu.

İşte böyle bir dünyada her bir haltı öğreniyor insan. İyisi ile kötüsü ile yaşıyor elinden geldiğince. Ben bu hayatta yaşayabileceğimin en fazlasını yaşadım ve hala daha yaşamaya devam ediyorum. Öğrenmem gerekenlere bitene kadar da yaşayacağım. Her tecrübeyi dinlemeli ve her bir tecrübeyi bir yere not etmeliyiz. Hayatımızda yaşamasak ta birgün birinin işine yarayabilecek bilgileri bir yerlerde biriktirmeliyiz. Yazmalıyız çünkü unutuyoruz. Yazmalıyız çünkü SÖZ UÇAR YAZI KALIR.  Sınandığımız dünyada her yaşanılan tecrübe bir sonraki kuşak için yararlı bir bilgi olabilir. Kötü olana alışmamalı alıştırmamalı,Yazmalı hatırlatmalı ve çarelerini bulup çıkarmalıyız. Acımasızlıklara rağmen bana göre tek bir güçlü silah var. O da SEVGİ. Dünyanın her bir zerresini Rabbimin  yarattığı her bir şeyi sevmeliyiz. Ölümü bile verirken rabbimin bildiği bir şey var. Hayattan o yüzden verilen her cezadan bir ders, yaşadığımız her bir güzellikten de şükür çıkarmalıyız.

Son olarak lütfen unutmayın,yazın.. Aklınıza gelebilecek her türlü yararlı bilgiyi yazın. Size artık yaramasa da mutlaka yarayacak bir insan vardır. Ülkemizin içinde bulunduğu durumdan bir an evvel kurtulmamız için yazın. Olanları hatırlatın. Onca şehitin kanının boşa gitmemesi için yazın. Gelecek nesillerimiz için yazın. Birlik için beraberlik için yazın.


UNUTMAYALIM,UNUTTURMAYALIM…

19 Mart 2016 Cumartesi

SON BAKIŞTAKİ O SÖZLER KALDI AKLIMDA

Artık güzellikler göreceğimizi umut ederek yazıma başlıyorum.

Bugün pek keyfim yok ama yazmak istedim. Evin içinde öyle dolanırken içimi boşaltacak bir yer aradım kendimce. Sonra oturup bloğuma yazayım dedim. Okuyan olsun olmasın amacım zaten millet beni okusun da oo trendy olayım değildi hiç de olmadı. Takip edenlerin beğenenlere burdan çok teşekkür ederim ama gerçekten amacım değildi. Çocuğuma bir anı bırakmak bunu da hep söyledim ve hep yazdım.

Geçen hafta daha 7 si yeni dolacakken yine bir patlama. Yine ülkemin en güzel şehirlerinden birinde ve hem de kalbi sayılan,İnsanların taa eskilerde İSTİKLAL caddesine gideceğiz dediği anda en şık kıyafetlerini giydiği en saygı duyulan caddesinde oluyor bu patlama..Çocukluğumda CİHANGİR'den yukarı çıkarken 1 mayıs eylemlerinin olduğu o kanlı tarihe geçen  KAZANCI yokuşundan yukarı doğru adım attığımız yer TAKSİM olurdu. Daha çocuktum PAN PAN pastanesi vardı. Hemen emek sinemasının köşesinde şimdilerde yeri kalmadı DEMİRÖREN  oldu yerinde. Önünden geçerken annemin surat ifadesine bakardım. İçeri girersek 1 kase fırın sütlacı doyasıya yerdim. Fakat direkt geçersek anlardım ki  parası yok annemin sesimiz çıkarmaz anlar ve bir daha ki paramızın olmasına kadar sessizliğe bürünürdüm. İSTİKLAL demek benim çocukluğum demekti. İSTİKLAL demek annemdi, abimdi. İSTİKLAL demek gençliğimdi.İSTİKLAL demek sevdiğim adamı buluşumdu,İSTİKLAL demek özgürlüktü,korkusuzluk, kısacası adı üstünde KURTULUŞ  DEMEK.. Şimdi yapılan ise ANKARA'DA yaşananlardan da çok acıttı canımı. Benim için en önemli bir yerdi İSTİKLAL. Sanki kalbimin orta yerine koyuldu o bomba. Hayatımın uzunca bir kısmı çünkü orada geçti hala da geçiyor. Daha 2 gün önce kaymakamlıktaydım. Eşim dün oradaydı. Evde canımız sıkıldığında hadi bir İSTİKLAL yapalım der havamızı değiştirir o upuzun cadde. Her ne kadar insan kalabalığı da olsa Severiz bir o caddeyi. Her uzaktan gelen akrabamızı  İSTİKLAL'e gezdirmeye götürmek geleneğidir herkesin. Yoksa derler ooo İSTANBUL'A gittin de İSTİKLAL'i görmedin mi diye kınarlar insanı.


Türkiye'min tabii ki her şehri, her karesi, her toprağı, noktası önemli. Her insanına kucak açtı bu  ülke. Onca medeniyetler geçti.Bir sürü kavimler,boylar kuruldu. Uğruna ne kanlar döküldü. İki bombayla bizi korkutmaya çalışıyorlar ya. Daha biz son sözümü söylemedik. O kadar kolay değil işte. Bizler korkak olmadık değiliz de. Bizi psikolojik olarak yenmeye çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki bizim kanımızda delilik var ondandır erkeklerimizin delikanlı olması.Zaten kahpeler güçleri yok ki yüzümüze karşı savaşsınlar. Ancak analarının eteklerini giyip korkudan yüzlerini saklarlar. Hain bir pusu kurarlar. Nerede erkeklik nerede. Allah düşmanın bile asilini,yüreklisini versin. Öyle arkandan iş çevireni,sessizce kuyu kazanını, yollarına bomba olanını vermesin.

Ne oldu o gezi parkı diye kendini yollara atanlar,yürüyüş yapanlar gerçekten beni hayal kırıklığına uğrattılar. Sanırım onlarda paralı provakatörlermiş. Ülke elden gidiyor bazıları hala laylaylom. Yapmayın.Sesiniz çıksın. En azından tepkiniz olsun. Hiçbir şey olmamış gibi davranmayın. Ruhunuzun umrunda değilmiş gibi olmayın. Yada passiflora içmiş gibi uyumayın. Filmlere,gezmelere,tozmalara,arkadaşlarla kakara kikiriye onu bunu çekiştirmeye kalkmayın.Birazcık nerde olduğunuzun farkında olun. Görgüsüzler gibi orda yemek yiyorum burda bunu yapıyorum diye checkinler yapmayın. Ben pazardan beri hayattayım diye checkin yapıyorum. oturup haber kanalları izleyip gündemi yakından takip ediyorum. Bilgilenmeye, tedbirlenmeye çalışıyorum. Ne yapılabileceğinin cevabını arıyorum. Çünkü biz çocuk değiliz. Sorumluluklarımız var. Çocuk olmayı çocuğumuza bıraktık. o çocukluğunu yaşayabilsin diye uğraşıyoruz.o yüzdendir uyanık olmaya çalışmamız. uyanıklığı öyle para pul için değil. Geleceğimiz için yapıyoruz.Hiçbir zaman çok zengin olma derdim olmadı. Rabbimden hep sağlık sıhhat sevdiklerimin sağlığı sıhhati ve başımızı sokacak bir evle kendimizi geçindirecek paramız olsun demekten başka dileğim olmadı. Olan en kötü halimize bile hep şükür ettik. Yine binlerce şükür. İsyan etmiyorum. Ama güzel güzel yaşamak varken neden bu düşmanlık. Ne yaptık biz bu insanlara. Bunun sebebi ne. Ya arkadaş burası TÜRKİYE.Herkese kucak açmış. Herkes diğer ülkere git bak bakalım bu kadar özgürlük var mı? Bu kadar rahatlık var mı?

Kötü olmak ne kadar kolay.İyi olmak zordur bu hayatta. Kötülük bulaşıcıdır. Rabbim kötülere fırsat vermesin.Kötülük edeceklerin bir an evvel ayaklarına dolandırsın. Dualar ederken artık öyle Allahım ev ver araba ver demek yerine önce ülkemize huzur ver.kötülüklere karşı koru. Düşmanlarımıza fırsat verme. Diye dua edelim. Birbirimizi sevelim. Birbirimizi anlayalım. Tüm sevdiklerinizi arayın. Fırsat buldukça yakınlarınızla sarılın. Küs olduklarınızı arayın. Hatalı onlar olsa dahi arayıp zeytin dalı uzatın. Kin tutmayın.hayat o kadar kısa ki. Ölüm anında film şeriti geçecek derler ya keşkelerle geçmesin. eyvahlarla geçmesin. Yapılması gerekenleri yapın. kötülük değil ama iyilikleri. Bende kalsınları.olsun senin canın sağolsunları,Sevdiklerinizi dinleyin.Çocuklarınızla daha çok vakit geçirin.Ve son olarak her görüştüğünüz insanla ayrılırken helalleşin. Bu kim olursa olsun.Hayatta iken birbirinden helallik almak kadar güzel bir şey yok. Annemden son öğrendiğim son bakıştaki son cümlelerimiz bu oldu.

SON BAKIŞTAKİ O SÖZLER KALDI AKLIMDA...HAKKINI HELAL ET..




18 Mart 2016 Cuma

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE

BASTIĞIN YERLERE TOPRAK DİYEREK GEÇME ! TANI

DÜŞÜN ALTINDA BİNLERCE KEFENSİZ YATANI...


            Bugün Cuma bugünün anlamı büyük. 101 yıl önce toprakları uğruna geri dönmeyi bile bile ölüme giden şehitlerimizi anma yıldönümümüz.

Peki bugünün anlamı nedir.


18 Mart Ne Oldu Ülkemizde her yıl 18 Mart günü büyük bir anma ve zafer günü olarak kutlanmaktadır.18 Mart günü tarihte Çanakkale Zaferinin yaşanması ve aynı zamanda şehitleri anma günü olarak anılan, hatırlanan bir gün olmaktadır. Çanakkale savaşının başlangıç günü olan 18 Mart 1915 tarihimizde bu savaştan düşman askerlerini topraklarımızdan uzaklaştımamız ve zaferimiz ile sonuçlanması ile bu önemli gün anılmaktadır.Aynı zamanda binlerce askerin şehit düşmüş olduğu bugünde şehitleri anma günü olarakta kutlamaktayız.18 Mart Çanakkale Zaferinin kutlandığı bir gün olup savaş Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında geçmiştir.Savaş 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadasında yaşanmıştır. 

Kaynak Linki : http://www.bilgiuzmani.com/konu/18-mart-neden-kutlanir.1632/

Alıntıdır.

Şu yaşadığımız  kötü günlerin hatta ve hatta bu son 13 Mart'ta yaşadığımız ANKARA patlamasının da daha enkazı kalkmadan bugüne denk gelmemiz bence Rabbimin bir işareti diye düşünüyorum. Bizi TÜRK yapan bu zaten. Korkusuz,Cesaretli ve Vatanı için ölüme seve seve oyanaya zıplaya gidecek kadar bağlı.

15'lilerde öyle oynaya zıplaya gitmişlerdi. Çocuk şehitlerimiz. Daha analarının kuzularıyken cephelere gidip vatanı için düşmanla yüzyüze gelmeyi oyun zannederek. Ölmeyi gül bahçesinden gül toplamaya benzeterek gittiler. Bayrağımızın al rengini vermeye gittiler. Bu kötü günlerde insanların geçmişten,tarihimizden kendilerine pay çıkartıp geleceğimize sahip çıkmamız gerekli bence. Bu vatan kaç sene süren savaşların neticesinde bize emanet bırakıldı. O halde emanete hıyanet olmaz.


Vatanımıza sahip çıkıcaz. Gerekirse nene hatun gibi olacağız. Gerekirse 15 liler gibi olacağız ama uğrunda ölsek de bu vatanın en azından onurumuzla,gururumuzla öleceğiz. Öyle korkarak değil. Zaten kaçmaya kalkanlarda malum belli parası çok olan. Yada kıçı korkan.

Sahip çıkalım. Bize bırakınlan ve tüm dünyanın gözü kaldığı bu cennet vatanı yedirmeyiz.

Atalarımız nur içinde yatın. Uğrunda kan döktüğünüz bu vatanı kanımızın son damlasına kadar koruyacağımıza her sabah and içtik.

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...

17 Mart 2016 Perşembe

YARIN GÜZEL BİR ŞEY OLSUN ARTIK.

Güzel günler olsun artık..

Diliyorum.Artık son bulsun bu acılar diyorum. Her gün dua ediyorum. Yaşayıp başımıza ne gelecekse göreceğiz. 

Kaç gündür içimden hiçbir şey yazmak gelmedi. Eskiden radyoda müzik dinlerdim şimde sadece haber radyosu dinliyorum. Sağdan soldan zaten bir sürü aslı astarı olamayan sanki biryerlerden istihbarat almışlar gibi haberler türüyor. Aman şurda dolaşmayın aman bunu yapmayın. 

Ne fark ettim biliyor musunuz? Yapılması gereken algı da bu zaten. KORKU. Hani bir laf var.Korkunun ecele faydası yok diye. Tabii ki dikkat edelim. Tabii ki gözümüzü açık tutalım. Ama korkarak değil. Eve geldiğim zaman şükür ediyorum. Çıkarken bir daha dönebilir miyim ? diye sorguluyorum. İçimizde tabii ki bir daha bir daha ve arkasından sorular geliyor. Ben inanın kendi canımı düşündüğümden değil. Fakat küçücük kızımı düşündüğüm için endişe duyuyorum. 

Ama işte ne kadar canlar gitti. Ateş düştüğü yeri yakar derler ya. Dışarıdaki insanlar hayatlarına bir şekilde devam ederler de. Ya o analar,babalar. Düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyor. Allah kimseye evlat acısı göstermesin. Ölüm acısı yaşamamış insan henüz hayattan tam olarak tokat yememiş sayarım ben. sosyal medya hesaplarında bakıyorum da  Ya insanlar ne kadar vurdum duymaz. Ne zaman akıllanacaklar. Türkiye kan ağlıyor.Buna yalandan da olsa Dünya bile seyirci kalmaz acıyı yası paylaşırken bu arkadaşlar acaba  dünya dışı bir yerden mi ? Hiç bir konuda insanları kınamak istemiyorum ama bu yapılanlara da anlam veremiyorum. Boy boy resim çekilip pazartesi sabahı ne güzel bir gün diyerek bol gülücüklü resimler koyanlar mı dersin. Hayırdır arkadaş bombayı senin yandaşların mı koydu. Ya da sen bu ülkeye düşman mısın. Daha neler neler ya. Anlatıp da  hepten sinirlenmek istemiyorum. Bir laf vardır. ( Mahalle yanarken Orospu saçını tararmış ) diye onu paylaştım anlayana. Gerçi azgınlıktan anlayan da yok. Ya da işlerine gelmiyor hepten pişkinliğe vuruyorlar.  

Ölüm olduğu zaman birileri anlatsın şunlara. O evlerde yas tutulur. Komşu evlerde de yasa saygı duyulur. Müzik açılmaz,televizyon seyredilmez. Kaç defa anlatmak gerek bilmiyorum ama bu bir tane evde yaşanan acı değil. Ülkemizde yaşanan bir acı. Duyarsız olma. Bugün onlara olan yarın bize de olabilir. Ama sizler nerdennnn bileceksiniz. Bir duyguyu yaşamadan bilmeniz zor. Zaten ölüye saygınızın olmadığı da yaptığınız hareketlerden belli. Bazılar namaz kıldığından felan bahsediyor. Ya arkadaş Allah ile arandaki orada kalır.Reklam yapmana gerek yok. Ayrıca hayatınızla ilgi gerçek görselleri koyun. Uyduruk imitasyonları değil. Bu da dip not olsun. 

Özet olarak hep beraber dua edeceğiz. Gerekirse taşın altına elimizi koyacağız. Rabbim doğrularla beraberdir. Biz doğru olamaya devam edeceğiz. Yaralarımızı beraber saracağız. Ama KORKU duyarak değil. Sana dokunmayan yılan bin yaşasınla değil. O yılan yarın bir gün gelir seni de sokar. Aklımızdan çıkarmayarak. Bu konuda devletin tüm mercilerine büyük görevler düşüyor. Herkes payına düşeni yaparsa inanın tez zamanda kurtuluruz. Eğer istersek. Türk kanında korkmak yok. 

Zaten korkunun en büyük düşmanı UMUT'tur. Umut edeceğiz.Kendimize inanacağız. En çokta ALLAH'A olan inancımızı hiç kaybetmeyeceğiz. 

GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ  İNŞALLAH.... 

13 Mart 2016 Pazar

( AN) itibariyle herşey (KARA)

Ne güzel başlamıştık oysa ki güne.

 Neşeyle yapmıştım paylaşımlarımı ama sonra bir haber geldi blogger arkadaşlardan gerçekten yıkıldım.ANKARA'DA KORKUNÇ PATLAMA. Allah'ım ne zaman son bulacak. Blog açarken kızıma güzel anılar yazarak, güzel paylaşımlar yaparak arkamda bırakacağım bir yer olsun istedim. Kendimi anlattığım büyüdüğünde dur bir bakim annem bunu nasıl yapardı diyeceği bir yer olsun istedim. İçine siyaset sokmayacaktım,İçine kötü haber koymayacaktım, içine kin,nefret düşmanlık olsun istememiştim. Fakat bunları burda yazmayı bırak çocuklarımıza yarın bir gün bırakabileceğimiz bir ülkenin olmaması kaygısını taşıyorum.

Ve ne yazıkki insanımız o kadar alışmış ki.Bu patlamalar sıradan bir cinayet haberi gibi yada Adana Adliyesinde sıradan bir gün gibi görüyorlar. Survivor yine yayına giriyor çünkü oradaki ödül oyunu Ankara'da memleketimiz için kurgulanan oyundan daha önemli. Bir bakıyorsun twittere yasak geliyor normal ya olması gereken ya.Kötü haber görmeyelim ve duymayalım.Bilinçli bir şekilde Üç MAYMUNU oynayalım. Susalım.Konuşmayalım.Herşeyin güzel mükemmel olduğundan bahsedelim. Terör sadece doğuda sanalım.

Arkadaş Terör senin Başkentine kadar gelmiş.Bunu nasıl önlemeyi düşünüyoruz acaba.Nerede bu istihbarat nerede.Neden öldükten sonra bulunuyor. Bizleri toplu savaşa sokarlarsa yedi ceddini i..ceğimizi biliyorlar. Tek tek,yavaş yavaş öldürüyorlar. Ve sessiz kalanlarda aman bugün bize bir şey olmadı diyenlerde yarın bir bombaya da onlar denk gelecek. Rahmetli annemin bir anlattığı hikaye geldi aklıma. Hangi padişah zamanında bilmem ama Halk o kadar tembellik yapar hale gelmiş ki. Bir ilde tembelhane açılmış. Bir günTembelhane de yangın çıkmış. Sigarasını yakmaya çalışan bir tembel diğer tembele sigaramı yaksana demiş bırak kaçmayı oturdukları yerde sigara yakmaya çalışıp oturuyorlarmış. Diğer tembel arkadaşına cevabı '' yaaa boşver nasıl olsa birazdan ateş buraya gelecek'' demiş  ve bekleyerek ölmüşler..İşte bu hale geldik. Tembelliğimizden amannnn diyoruz. Vurdumduymazlıktan gebereceğiz  farkında değiliz. Bakıyorum instagram'a kimisi hala kitap paylaşımı yapıyor kimisi komik video kimisi arkadaşlarıyla gezmede foto paylaşıyor. Yazık bize gerçekten. Acıdığımız Suriyelilerin durumuna düşüceğiz. Ama ne yazık ki bizi kimse ülkesine almayacak. Hiçbir şey yapamıyorsak lütfen uyutmayalım kimseyi. Güzel paylaşımlar yapmayı bende istiyorum. Geleceğe umutla bakmayı bende istiyorum. Bir tane evlat getirmişiz dünyaya onu da adam akıllı yetiştirmeye çalışıyoruz. Korkumuzdan başka bir çocuk yapamıyoruz. Evet aynen de korkumuzdan. Neden beni böyle bir dünyaya getirdin demesin diye. Çünkü kızımı doğurduğumda ülkem gayet güzel gidiyordu.
Daha öncede yeğenimin Sur'da olduğundan bahsetmiştim. Şimdi yolladılar Mardin'e ne değişti bilmiyorum.Değiştiğinide sanmıyorum.

Lütfen tepki verin. Özgecan'a tecavüz edilmiş gibi hissedin. Bu da ülkemize yapılan bir tecavüz. Yaşama hakkımıza yapılan bir tecavüz.Geleceğimize yapılan bir tecavüz.Umutlarımıza,Hayallerimize,Düşüncelerimize yapılan bir tecavüz olarak tepki verin. Herşey için geç kalmamışken elimizden hiçbirşey gelmiyorsa en azından herşeyi güllük gülistanlık göstermeye tepki verin.Hiçbirşey olmamış gibi davranmaya tepki verin.Sakın ama sakın ülkeden kaçmayı düşünmeyin. Bizim kanlarımızda acizlik yok.Bizim kanımızda korkaklık yok. Bizim Atalarımızın ne şartlarda ülkeyi kurtardığını hatırlayın. Tamam o zamanın şartlarıyla mümkün oldu diyenleriniz olacak konuşurken de oluyor. Ama bizim inancımız vardı. Kendimizden öte Allah'a olan inancımız lütfen bunu iyi düşünün. Herşeyi artık bir kenara bırakın. Birbirimize kin gütmeyi,Düşmanlık beslemeyi, Hasetlik ve kıskançlıkla bir kaşık suda boğmaya çalışmayı,Oturupta nasıl laf soksamda karşımdakini alta çeksem demeyi,Birbirimize düşmanlık beslerken bir bakmışsın Gerçek düşmanla karşı karşıya kaldığımızı göreceksin. Bu kin nefret söylemleriyle uğraşırken yaydığımız enerjiyle tüm kötülükleri ülkemize çeker hale geldik. Ahir zamandayız tüm küçük alametleri yaşıyoruz. Ama lütfen inançlı olalım. Gerçek bir Müslüman gibi birbirimize tutunalım. Türk'ün Türk 'ten başka dostu yok. İçimize düşürdükleri bu kin nefret tohumlarını ancak SEVGİ ile aşabiliriz bu da biline.

ANKARA'da yaşanan saldırılar ilk değildi.Unutuldukça alışıldıkça her şeye daha beterleri yapılıyor.Zor süreçlerden geçiyoruz. Korkularla,Nefretle,Hatta çoğumuz bir sürü bela okumalarla geçiriyor şu anları. Yapmayın. Ölüm bir şekilde başımıza gelecek. Ama hain bir kurşunla olmasın. Gözgöre göre değil. Düşman dediğin yüzünü bilirsin, Çanakkale'de karşı taraf ölüsünü alsın diye birbirlerine süre verendir.Düşman dediğin. Yeri gelir adaletli olur. Ama neticede düşmandır. Hain kahpe içinde yaşamıştır. Ekmeğini yemiştir. Ama yediği kapa S...n derler ya o cinstir.İşte o her önüne gelenin köpeğidir. Bugün sana yaptığını yarın gelecek olan devlete de yapacaktır. Çünkü o da kendinin ne b.k olduğunu bilmeyendir.

İçimdekileri anlatmaya saatler yetmez.

Allah'tan ölenlere rahmet,yaralılara şifa yakınlarına da sabır diliyorum. Ülkemizin BAŞI sağ olmasın artık. Ülkemiz SAĞOLSUN ÖLMESİN...

BİTEN ÜRÜLER 1

Evett bugün son olarak ilk defa paylaşacağım biten ürünlerim ve yorumlarımla kapatıyorum.


En başta tek duran selülit için kullandığım ve gratisten aldığım ele takılan masaj aleti ile başlayayım.Alet güzel ve işlevi de gayet iyi. Ben o selülit ve çatlak görüntüsünü hiç sevmiyorum Rabbim de bu konuda bana torpil yapmış :) bir tane çocuk doğurmama rağmen hiçbir yerimde çatlağım yok.Gerçi hamileykende aşırı kilolu olmadım. Genelde aşırı kilo alıp vermeler genelde sarkma ve çatlak oluşumu yapıyor. Evet bu masaj aletinin demirden olan bilyeleri zamanla paslandı bende attım yerine sephoradan yenisini aldım. Şimdi onu kullanıyorum.

Palmolive  thermal spa kokusu çok hoş ayrıca sıkılaşma vaad ediyor ama öyle bir etkisi varmı hissetmedim. deniz yosunu özü ve termal mineraller içeriyor dediğine göre hoştu belki yeniden alabilirim. Ailecek kullandık çabuk bitti aslında.

Le Petit Marseıllaıs vanilya sütü banyo ve duş jeli kokusu muhteşem ben zaten coconut,çikolata,badem ve vanilya kokularını duş jellerinde ve body butterlarda bayılırım. nemlendirme ve besleme vaad ediyor.Duştan sonra cildiniz yumuşacık oluyor canlanmış gibi.

Revox saç dökülmesini engelleyen ve saç büyümesini hızlandıran at kuyruğu şampuanı: ben bu şanpuanın kokusuna bittim.. Kendisiyle aramızda ilk 25 gün pek bir yakınlık hissedemedik. Kokusu hariç. Bir kaşınma yaptı ve zaten çabuk yağlanan saçlarım daha da fazla yağlandı. Çoook böyle aşırı bir dökülmem olmadığı için engelledi mi engellemedimi bilmiyorum ama son 5 gün bir saçlarımda değişiklik görmeye başladığımdan dolayı tekrardan almaya karar verdim. Biraz tuzlu bir şampuan ama bence 2. de alınıp devam edilmeli zaten bu tarz ürünler en fazla 3 ay kullanılmalı sonra ara verilmeli ki tekrar edildiğinde işe yaramamazlık yapmasın.

Revigen for women: valla revox 'tan sonra alıp bir ara deneme yapayım dedim ama cık cık. Maalesef beğenmedim. Zaten 3 yıkamada bitti.Tatile giderken kullanan varsa alıp gidebilir.

Avon care cocoa butter el kremi :  Kokusunu çok sevdiklerimden 2 tane almıştım. Bu evdekiydi ve birde iş yerine bırakmıştım.İkisi de bitti :( yine alacağım ürünlerden.Ben öyle çok yoğun gliserinli ürünleri sevmiyorum. Elimde yapış yapış hoşuma gitmiyor o yüzden biraz yoğun biraz hafif daha iyi. Ellerime ben çok önem veririm. Mutlaka nemlenmeli ve kuru kalmamalı. Ojeli olmayabilir ama tırnaklarında ellerinde bakımlı ve temiz ise Sen gerçekten elit bir bayansındır benim için.

Bebak acı badem sütü : Yıllarca kaç tane bitirdim bilmiyorum. Hiç sayısını tutmadım ama vazgeçemediğim göz temizleme hatta kuru bir cildiniz varsa makyaj temizleme ürünü diyebilirim. Süper yumuşak gözü yakmayan şıp diye pamuğa döküp en zor ruj rimel ve eyeliner dahil çıkarabileceğiniz bir yapısı var.Gönül rahatlığı ile tavsiye ederim.

Maybelline the falsies volum Express rimel: Muhteşem bir rimel hayatımda bir sürü rimel denedim ama bunun gibisini üstüne tanımam.Benim gözüm hassas bir yapıya sahip en ufak bir beğenmemezlikte gözlerim kızarır. Buna hiçbir reaksiyon vermiyor diyebilirim.Kirpiklerimi hem güzel kıvırıyor, hem de dolgun bir görüntü verirken topaklanmada yapmıyor. Daha ne olsun...

Avon big daring volüme maskara: Ben evde bu maskarayı unutmuşum arada kullanıyorum ama sebebine gelince hem gözümü yaşartması hem de renginin kahverengi olması çok fazla beğendiğimi söyleyemem ama arada kullandım. Ehh işte..

Signal expert protection diş macunu : Son olarak diş macunumuz çok çok memnun kaldık denilmese de fena değil yine alınabilir. Arada macunları değişik kullanılması gerektiğine inanıyorum arada değişiklik yaptığımda alabileceğim bir ürün.

Evett bugünlük bu kadar bir dahaki bitenlerde buluşmak üzere.

Takipte kalın..Hoşça kalın..





WET N WILD COMFORT ZONE PALET SWACH

Slm tekrar size zaten bildiğiniz ve makyaj severlerin devamlı kullandığı bir paletten bende bahsetmek istedim.Gelenek haline geldi:))


Renklerin hepsini kullanmasam da gerçekten çok kullanışlı bir palet.Doğal ve toprak tonların hakimliğinde at çantana her an kullan. Ben genelde azalan renkleri kullanıyorum. Gerçeği çoğu zaman başka tekli farlarımı da kullansamda bu paleti sevdiklerim arasından atamam. Yapısı güzel,Biraz tozutması oluyor ama 8'li far olarak ve pigmentasyon olarakta kalıcı fiyat olarakta uygun ben bunu 19 tl gibi fiyata almıştım.Gratisten. Denemenizi tavsiye ederim..




BU AY SEVMEDİĞİM ÜRÜNLER

İyi pazarlar herkese.
Umarım güzel bir pazar geçiriyorsunuzdur.
Aşağıdaki ürünleri maalesef ki hiç sevmedim Nivea aqua sensation yarıya kadar geldim ama yinede cildim kustu alışamadı. Ha alıştı ha alışır derken cildime yönelik olmasına rağmen cildimle uyuşmadı. kullanan memnun kalan vardır belki ama benim için bitmiştir.

Himalaya herbals ile aslında yurtdışından arkadaşımın bana hediye  getirdiği koca şişesiyle tanışmıştım ama nedense onunda bana yaramadığını unutup bu seyahat boyunu alıp deneme gereği duydum. Ama bir kaç yıkamada hafızam tazelendi. İkisi de maalesef ki çöpe gitti.

Yorumlarım maalesef ki iç açıcı olmadı ama denemeden bilemeyiz dimi :)))





11 Mart 2016 Cuma

SIKINTILAR PAYLAŞILMADIKÇA- MUTLULUKLAR PAYLAŞILDIKÇA

Herkese kocamannn bir merhabaaa

Bugün değişik bir konuya değinmek istiyorum. Yakın arkadaşlarınız yada sizi tanıyan akıl almak için paylaştığınız insanların hayatları sizin sıkıntılarınıza benzer problemler yaşıyorlar mı?Hayır ise farklı bir yanıt. Ama eğer evet ise o zaman yazıyı okumaya devam edin. Bakın bakalım sevdiklerinizin kaderini paylaştıklarınızla nasıl değiştiriyorsunuz…Hiç düşündünüz mü neden benimkiyle hemen hemen aynı sıkıntılar..

Hayır dediyseniz cevabım şu büyük olasılıkla ya arkadaşınız yada her kimse sizi kaile almamış büyük olasılıkla dinleyip geçmiştir. Unutmuştur takılmamış yada sizin sıkıntınızı başkalarına anlatıp yorumlamamıştır.

Şimdi işin özü şu ; Şimdi gittiniz ve bir arkadaşınıza sevgilinizin,eşinizin,arkadaşınızın yada sıkıntı neyse onu anlattınız. Büyük olasılıkla arkadaşınız anlattığınızda sizi can kulağıyla dinledi,yorumladı sizinle üzüldü hatta sizi teselli etmek için uğraştı. Buraya kadar okey. Fakat sonrasında sizin aktardığınız sıkıntı eğer sizde kalmayıp ta başka muhabbette aaa filanca ne yapıyor dendiğinde eğer ki anlattığınız kişi
--Aman sorma valla onunda başında bunlar bunlar var. Aslında takma diyorum ama işte o da takıyor. Beni dinlese başına bunlar gelmez..
Dedi ya işteee hanesine yaşaması gereken ders alması gereken olayın başlıkları atıldı demektir..
Yani anlayacağınız kınama olmasa bile sevdiğiniz bir kişiyle paylaştığınız arkadaşınız dostunuz sevdiğiniz başkalarıyla konuşurken sizi üzmemek için ya da hatta size bile yorum yaparken kendi ipini çekebilir. Bazı sıkıntılarımızı kendi içimizde çözsek ve hatta direkt olarak Allah’a havale edip işimizi olmuş bilsek yeterli. Kimseyi de kendi sıkıntılarımızdan dolayı yorum yapmaya bulaştırmamış olur. Hem de neden aynı şeyleri yaşıyoruz ne kadar bahtsızmışız şarkısını çalmayızJ)))

Diyeceksiniz ki batıl inanç bu. Hiç de değil. Etrafınızı söylediklerinizi çok dikkatli analiz edin. Ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlayacaksınız.




7 Mart 2016 Pazartesi

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ



8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.


Arkadaşlar sevgili bayanlar..

Allah rahmet eylesin.Sevgili babam iki kadınla evli bir adamdı. Annemle diğer annem 13 sene aynı evde çocuklarıyla beraber yaşamışlar. Ben o yaşlarda küçüktüm  zaten babam öldüğünde 4 yaşındaydım. Diğer annem ( üvey demeyi hiç sevmem o benim öz annem kadar değerlidir.Ben de onun için ) babam anneme aşık olunca kocasının sevgisinden annemi kandırma yoluna giderler annem o zamanları başından bir evlilik geçmiş ve evlenmeyi düşünmezken taaa Ankara'dan yolu amcasının kızının düğününe düşmüş klasik ya babamda düğünde görüp aşık olmuş bu kadını bana alacaksınız demiş. Esmaannem cnm ya kocasına olan sevgisinden aşkından anneme (babamın ablası ) rolüne girmiş bunun demiş 3 çocuğa var hepsi de büyük karısı öldü demiş. Annemi babam evliliğe ikna edene kadar akla karayı seçmiş. Sonra ikna olunca önce imam nikahı yapmışlar sonra iş resmi nikaha gelince eee tabi resmi nikah esmaannemin üstünde garibim onu da verecek yeter ki kocası sevsin annem herşeyi öğrenmiş fakat iş işten geçmiş. Babamdan kurtulamamış babamın köyün ağası olmaktan öte Adana'da yüksek makamlarda tanıdıklarıyla arası iyi olduğundan maalesef ki kaçamamış. Yıllarca 13 sene aynı evde yaşamışlar. Annem abim olduktan sonra daha fazla çile çekmiş.Resmi nikahı babam anneme yapacakmış ama annem esmaanneme kıyamamış. iki kadın yıllarca 1 adamı paylaşmışlar. Annem babamla esmaannemin yanında elele bile tutuşmazmış. Ona olan saygısından. İkisinin arasındaki anlaşma yardımlaşmayı belki filmlerde anca izlersiniz. Ben ailemden utanmıyorum. Gurur duyuyorum.İyi ki de böyle iki vijdanlı birbirine kol kanat geren kadınlar brnim annem olmuş.Annem esmaannemi annesi yerine koyup sayan esmaannemde onu evladı gibi kollayan yegane insan. Bir insan kumasının  öldüğüne kahrolur mu? Kahroldu. Ve ben iki defa anne acısı çekeceğimi bildiğim için çok şanssız hissediyorum bu konuda. Rahmetli abim bile allah beni esmecemin arkasına koymasın derdi.Ki Rabbim koymadı erkenden aldı. İşte ben böyle bir ailede büyüdüm. Hak hukuk yenmeyen. Haklının yanında durulan. Kadın dayanışmasının son derece hissedildiği bir ortamda.Babadan öz olan kardeşlerimin ( birbirlerini öz olduğu halde bıçaklayacak, hatta hor görecek olduğu bir hayatta ) öyle özden de özüz ki kelimelerle anlatsam kitaplara sığmaz.

Fakat ben anlamıyorum. Bu kadar kadın cinayetlerinin çoğaldığı ,7 'den 70 'e sadece nefes aldığı için tecavüze uğrayan kadın sayısının arttığı dünyada. NEDEN kadın kadının arkasından kuyu kazar ki. Neden yüzüne gülüp te arkandan iş çevirir ki. Her bir boku erkeklerde arıyoruz ama onları da yetiştiren bir kadın değil mi? Neden birbirimizi koruyup kollayacağımız yerde mutluluğumuzu paylaşacağımız yerde Mutlu olanı hemen kıskanıp dur ben bunun mutluluğuna bir çomak sokayım da 7 'sinden 70'ine  rahatsız edeyim mutsuz görünce de sinsi sinsi mutlu olurum deniyor. Bu ruh hastalığından başka bir şey değil. İş yerinde ayağını kaydırmak için uğraşanlar mı dersin.Töre emir verir kadın kızını koruyacağı yerde öldürülen gömülen kızının arkasın bırak yas tutmayı oğlunu kocasını saklayanlar mı.  Sokakta tecavüze uğrar ama efendim ne işi varmış o saatte . kız kısmı öyle giyinir mi? Bu söyleyen bir de kadın olunca insanın canı daha çok yanıyor. En yakın arkadaşına güvenirsin  arkandan kuyunu kazar. Yüzüne her tatlı tatlı gülümseyini insan sanarsın arkadan bıçağı saplar. Arkandaki bıçakların çoğu kadın parmak izleri vardır bıçakta. Evet bunları ne yazık ki bir kadın yazıyor. O kadar canım yanmış ki kadınlardan hangisini anlatsam bilemedim. Oysaki Kadın yardımsever,cesur,zarif, taşı sıksa suyunu çıkarır tek başına çocuklarına bakar, kocası ölse koca düşünmez, hem annedir hem baba iffeti namusu için yaşar. Maalesef ki bu güzel sıfatlar kötü taraflarını yok ettiysen yakışır sana. Kin-nefret-kıskançlık-haset -çekememezlik  varsa içinde Senden bir halt olmaz. Kısacası kadının kadına yaptığını en kötü erkek bile yapmaz.Biz öncelikle kendi kendimizle barışık olup gerçek bir dayanışma sağlarsak eğer emin olun dünya daha güzel bir yere dönüşür. Yuvayı dişi kuş yapar demiş ya Atalarımız. İşte bu dünyayı değiştirmek bence bizim elimizde o yüzden en büyük silahımız SEVGİ olsun.Kadınlığın bize vermiş olduğu o güzel sıfatlarımızla davranalım.

8 MART  DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...

BENİM DEĞERLİ AİLEMMM

Çok güzel bir hafta olsun dileğiyle başlıyorum...


Hepinize öncelikle göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı çook çoook teşekkürler..

Vakit ayırıp yazılarımı okuduğunuz için.  Ben bu kadar ilgi duyulacağını sanmamıştım. Google+ da Beni ekleyen yüzümü bile görmediği halde paylaşımlarımı beğenip yorum yapanlara da çok teşekkür ederim. Aynen blogger arkadaşlarıma da çook teşekkür ederim. Yazdıklarıma değer verip zaman ayırıp okudukları için, Paylaştıkları için, Hatta ve hatta güzel yorumlarıyla beni yüreklendirip blogumu geliştirme cesaretini yakalattırdıkları için teker teker çoook teşekkür ederim.

İnanın bana ben bu kadar takip edileceğim bile aklıma gelmedi. Sadece içimdekileri dökmek birilerine faydalı bir paylaşımlar yaparak yararım dokunsun ve En en en önemlisi kızıma açıp okuyabileceği aaa annem bunu yapmış bunu yazmış diye güzel bişeyler bırakmaktı amacım. Her gün bloguma girdiğimde istatistiklerdeki görüntülenme sayımda gördüklerim ve gün be gün takipçi artışım çoook hoşuma gidiyor ne yalan söyleyeyim :)

Dediğim gibi inşallah hep güzel yazılarla, hep yararlı bilgilerle, güzel anılarla dolu bir blog olur. Takipçim 1 kişi bile olsa hepiniz kıymetlisiniz benim için. Çünkü tanımadığınız birine en kıymetli hazinenizi zamanınızı harcayıp bloguna girip yazılarını okuyorsunuz. İyiki varsınız.İyi ki blog açmışım..

Takipte kalın..Hoşça kalın...


2 Mart 2016 Çarşamba

ASKER YARİMM..

İyi akşamlar sevgili arkadaşlar..

Hiç içinizde asker yolu bekleyen var mı? Bu yazım asker yolu bekleyenlere..

Yılllar yılllar evveldi. Sevgili eşimle daha evlenmemiştik. Flört dönemimizdi. Gerçi eşimle evlenmeyi çok istiyorduk ama tek engelimiz eşimin 18 ay olan askerliğiydi. Çok zor bir dönemlerime denk gelmişti.

Biz sevdiceğimle hiç ayrı kalmamıştık. Ve bu 18 aylık süreç çok uzundu.. Neyse ki geride kaldı. Bir arkadaşımız vardı tubişimm o da asker yolu beklemişti yani bana göre kıdemliydi :)) hemen bir 550 gün çizelgesi yaptık. Aşkımın gitmesine yakın ortalama tam 2 ay vardı. Abim vefat etti. Bundan tam 2 ay sonrası da aşkım gitti. Gideceği gün geldi çattı. Allahım nasıl stresim içim sökülüyor sanki ne yapcaz, ne etcez ,nasıl dayanıcaz diye kara kara düşünürken akşam oldu. Arkadaşları ailesi tüm sevdikleri herkes toplandık. Allahım ev doldu taştı komşular vs. Amasya'da yapacağı için askerliğini babasının da memleketi olunca oğluyla beraber gitti.Artık arabalara binip otogara gitme vakti gelmişti.Arabada elimi tuttu herşey senin için aşkım dedi.Bana devamlı yaz Sakın mektupsuz bırakma dedi. Birbirimize sözler verdik. Neyse geldik otogara sadece bizimki değil ki bir sürü asker yolcu ediliyor. Davullar zurnalar. Şimdiki gibi değil.Şimdiler de insanlar çocuklarını askere yollamaya korkuyor üzülüyor bırak gururlanmayı. Artık otobüs saati geldi herkesle vedalaştı. Arkadaşlarım sakın ağlama seni öyle hatırlar sık dişini sakın öyle görmesin. Gidince ağlarsın. Otobüse bindi.. Allahım el salladı elindeki yüzüğümüzü öptü ve öyle kalarak otobüs hareket edip gözden kayboldu yani o ara ben baygınlık geçirdim.

Ablam yani onun ablası rahmetli İlknur ne yapcaz onsuz ne yapcaz diye sarıldı.Ahh be ablam ne yapacağız işte mecbur bekleyeceğiz. Ağla ağla gözüm şişti. Evlere dağıldı. Gece olmasına rağmen başladım duygularımı özenerek aldığım süslü kağıtlara ve zarflara aktarmaya. Ben onunla kavga ettiğimde de kendimi anlatmak için yazardım. Yazmayı o zamanlarda severdim. Günlüklerim vardı ama bir gün yazdıklarımın başkasının okumasından rahatsız olduğum için tutmamaya karar verdim. Moralim bozuk olduğundan kavga ettiğimizde yada güzel birşeylerde olsa yazardım. Ben kendimi anca böyle ifade ederdim. Konuşurken de rahat ifade ederim fakat iş duygulara gelince ve özellikle sinirliysem yazarım.

Her gün yazdım. Hiç usanmadan yılmadan hergünümü anlattım. Fazla yaşadığım aktivitem olmasa da iş ve ev arası mekiklerimi yazdım. Askere gidişinden 3 gün sonra sesini duyabildim. O kadar mutlu oldum ki. Cep telefonumda 0.358 i görünce heyecandan deli oluyordum. Tam tamına 70 gün görüşmedik.Acemi birliği bitti geri dönmesi lazım geleceği günün bir gün öncesi gelerek sürpriz yaptı. Allahım akşam ablası ve eniştesiyle gelmişler ben duştayken anladım aslında ama acaba mı ?diyorum. Neyse duştan çıktım yine böyle bir şubat felandı. Neyse geçtim içeri giyiniyorum ama gel de kalbime sor heyecandan öleceğim ya içerde biliyorum elim ayağıma dolandı. Bir cesaret gittim kapıyı açtım allahım allahım direkt o bakışlarına gözlerine aşık oldum adam karşıma gözlerimiz 70 gün sonrası yeniden buluştu.

Bazen ayrılıklar tatlı oluyor. Allah ayrılık acısı yaşatmasın. Ayrıca usta birliğine Aydın'a düştü. Amcası da Aydın'da oturuyor. Aşkımı görmeye bir haftasonu da yanına gitmiştim. Ya görmek bişey değilde tabii ki mutluluktan uçuyorsun ama maalesef ayrılması kötü oluyor. Otobüse bindim ama kalbim onda bedenim otobüste.Garibim git diyorum otobüsün camından. Bekliyor. Askeriyeye de teslim olması lazım. Dönüp dönüp baktı. Zaten ağladık.Sıkı sıkı sarılıyoruz.Bırakmakta istemiyoruz. Ben tam 18 ay bekledim.Döndüğünde de sürpriz yapmıştı. Bir de gelirken asker künyesi yaptırmış Üzerinde Her Şey Senin İçin yazıyor. 18 ay bekledik.öncesi ve sonrası dahil toplamda 6 sene. Allah bir daha ayrılık göstermesin.
 

Ama iyiki de beklemişim. Şimdi hala mektuplarımızı saklıyoruz. Bir gün çocuklarımıza okuturuz diye hatıra diye sakladık. Ama birsürü aşk dolu özlem dolu hasret dolu mektuplar.

İşte böyle ben yârime kavuştum. Eğer asker yâri olan varsa. Öncelikle Allah kavuştursun. Ve allah dayanma gücü versin. Tüm askerlerimizi ve vatanımızı koruyan emniyet mensuplarımızı allah korusun. Çok zor bir şey.

AŞKIMMM SENİ ÇOK SEVİYORUMMM. ALLAHIM SEVENLERİ SEVDİKLERİNE BAĞIŞLASIN.

Değer verip,vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkürler..

Takipte kalın.Hoşça kalın..




#EVDEKAL

         Uzun zaman aradan sonra merhabalar.   Umarım hepiniz sağlığınız ve sevdiklerinizin sağlığı iyi durumdadır.  Hepimizinde olduğu ...