29 Eylül 2017 Cuma

KUAFÖR MASRAFLARINDAN NASIL KURTULURSUNUZ..

KUAFÖR  MASRAFI  MI ? O DA NE ????


                   Yaklaşık 1 yıldır sadece düğünler hariç yani ortalama 2 defa  olarak gittim. Onun dışında SIFIR… Diyeceksiniz ki eee İlknur saç kesimi,kaş,bıyık,manikür,pedikür,boya ne yapıyorsun????
                     Gerçi eşim bana diyor MASRAFSIZ KADIN diye… Benim tek masrafım kitap almam.. İnşallah bu sene bu lüksüme de bir çare bulacağım..
                     Önce saçlardan bahsedeyim; Kendim kesiyorum ve boyuyorum.. Sarı röfleyi önceden 200 tl’ye yaptırırdım. Şimdi ise 4,5 tl ye çok şükür yapıyorum. Diyeceksiniz ki nasıl yapıyorsun..Valla alüminyum folyolarımı aynı kuafördeki gibi kesiyor aynanın karşısında uygulamasını yapıp kapatıyorum. Ortalama 45 dk. Bekliyorum sonrasında yıkadığımda istediğim şekilde rengini buluyorum. Şu ana kadar kızıllık hiç yaşamadım. Saçlarımı kesimi de ben öyle katlı kesim sevmiyorum ve düz kullanıyorum. Sadece önlere kat veriyorum..Islakken ayna karşısında tarayarak göz kararı uçlarından kesiyorum.

                 Gelelim kaş ve bıyıklara J) Kaşımın yapısını hiç bozmadan cımbızla çıkanları alıyorum. Bıyıklarımı da ipi ayak parmağıma bağlayarak alıyorum. Tabii bunlar zamanla yetenekle alakalı gibi görünse de bence herkes yapabilir yeter ki isteyin..

                  Manikür ve pedikür de yaklaşık 1 yıldır yaptırmıyorum.evde kendim yapıyorum. Bunun için bir çok alet edevat var zaten. Sadece evde ayıracağınız ortalama yarım saat yeterli. Ellerimdeki ve ayaklarımdaki tırnak etlerimi itiyorum , kesmiyorum.  Kenarlarına besleyici yağ sürüyorum. Ojelerimi de kendim sürüyorum. Topuklarımıda topuk için yapılmış ayak törpüleri var onunla duşta törpüleyip gece yatmadan önce de vazelin sürüyorum çorap geçirip uyuyorum. İşte bu kadar.

               İşte benim kuaförlük bir işim kalmamış oluyor. Sizinde evde uyguladığınız bambaşka fikirleriniz veya yorumlarınız varsa bana yazarsanız sevinirim.


Hoşça kalın.Takipte kalın.. 

ERTELEME SANATI




          Hayırlı cumalar....

                     Nasılız bugün? Cuma bugün tabii ki iyiyizdir...Yihuuuuu... Allah'ım kaç seyahatten sonra dinlenme günleri geldi inşallah.. Ki gerçi evde bir sürü işim var.. Seve seve yaparım kiii.
                    Neyse başlıktan da anlaşılacağı üzere yanımda hemen dünden bugüne bitirebildiğim bir kitabı anlatayım dedim. Kitap; ertelemeyi kendine hayat felsefesi  haline dönüştürmüş insanı muzip bir dille anlatıyor. Arada gülüyorsunuz. Arada eğer erteleme alışkanlığınız varsa ( aaa evet ya bende öyle yapıyorum ) dediğiniz bir çok anıyla karşılaşıyorsunuz.Bazen ertelemeyi engelleyebilmek adına bir kaç tüyo verse de yazarımız kendisi de maalesef çözüm bulamamış. Hatta sonuna doğru erteleme alışkanlığından fayda bile sağladığını anlattığı bölüm bile var.

                     İki saatinizi harcayıp okuyabileceğiniz ama fazla bir beklenti ile okumamanız gereken bir kitap. Ama ben her kitabın insana mutlaka bir katkısı olduğunu düşündüğüm için elbette bir yararı olmuştur.


      Evde bitirdiğim kitaplar duruyor. Zaten yeni bir liste hazırlayacağım kendime bu yıl hedef koyacağım. Nasıl olsa okulda yok. Kitap okumaya inşallah daha fazla vaktim olur. Hepinize iyi tatiller diler. Hafta sonunuz en güzelinden olsun.


 Hoşça kalın,takipte kalın..

26 Eylül 2017 Salı

ADANA'NIN YOLLARI TAŞTAN..




         Herkese slmmmmm..

          Bir düğününde sonuna geldik. Hatta bir gezininde.. Benim değerlilerimden biri daha evlendi çok şükür. İki gün üstüste öyle eğlendik ki anlatılmaz aslında yaşanır.
          Eğlenceli bir aileye sahip olmak güzel birşey. Yalnız giderken kötü bir uçak yolculuğu yaptık. Gerçi pilotlarımız mükemmeldi. Sağ salim o fırtınanın içinden başarıyla geçip bizi indirdi. Gece bizi ağrıda JÖH 'te görev yapan yeğenim aldı. Canım benim ya ne kadar özlemişim. Kuzum benim gece 2:30 a kadar bekledi.

          Neyse hareketli geçen yolculuğu detaylı anlatmaya gerek yok. Kınada,düğünde aynı yerdeydi. Sadece salonlar farklı ADANA'da yaşayan düğün yapacaklara OTTOMAN OTEL'i tavsiye ederim. Gerçekten eğlencesi vs. süperdi. Ya zaten bizimkilerin yanında eğlenmeme gibi bir lüksün yok. Bizim yeğenler cuma namazı için sevgili eşimi SABANCI  MERKEZ camiisine götürdüler. Bizde bahçede bekledik. Çok şükür aşkımın hayaliydi gerçek oldu orada namaz kılmak nasip oldu. Çocuklar bizi abimin radyo programı yaptığı yere götürdü onuda gördük. Zaten akşama görüşecektik ama iyi oldu özlemişim ya.. Oradan kebaba gittik.Allahım gülmekten bir hal olduk. Gittiğimiz yerin sahibini abim tanıyordu tavsiye etti gidin diye ama gerçekten hiç beğenmedik. Adam birde gıcık bir sesiyle bize şarkı söylemez mi? Allah'ım yediğimizden de birşey anlamadık. Neyse orasıda ayrı bir komedi oldu. Anı oldu bize.. Akşam kınaya gittik.Zaten deli gibi eğlendik. Cumartesi desen aynen. bizim iki yeğen  elektronik sigaraya başlamışlar en çokta onlara güldük. Durup durup  birbirlerine
- BEB KAÇ PUH YAPTIN ?
-  BEB LİKİTİ BEĞENDİN Mİ?
- BEB BENİM ŞARJ AZ BİTERSE SENDEN KULLANALIM
- BEB BEN BU LİKİTE BAYILDIM İÇİNDE TARÇIN VAR OHA ÇOK İYİ YAAA

Ayyy onlara gül gül çatladık. Düğünde zaten kafayı hepten bulmuşlar. Bir tanesi en büyük abime gidip gidip dumanı üflemiş az kalsın dayak yiyormuş.

          Son gün ablacığım canım benim ya.. bizi aldı gitmeden gene bir kebaba götürdü. HASAN USTA 'ya gittik.Gerçekten süperdi ya.. Sonra ordan diğer ablamlara geçip bir kahve içip gene İSTANBUL yollarına düştük. Şimdilik henüz bir gezi planımız yokken yapmam gereken planlara dönme zamanı.

      Aaa bu arada en çokta zayıf olanlar bile benim kilo vermemi merak etti. Nasıl verdin nasıl verdin daha verme felan. Yaw sanki onların sormasında önceden 110 kiloymuşumda 54 kiloyu ilk defa görmüşüm  gibi sanarlar..  Ben evlendiğimde 48 kiloydum hatta 47 i bile gördüm. Hadi bakalım güzel bir hafta olsun.

Takipte kalın,Hoşça kalın..

4 Eylül 2017 Pazartesi

MASAL DİYARI ESKİŞEHİR...


Güzel bir bayram sabahından herkese selam...

                                Öncelikle herkesin kurban bayramını kutlar,nice nice bayramlara erişmeyi dilerim.

                                Bayramı çok dolu geçirdim desem yeridir. Bayramın ilk günü mezar ziyaretleri ve büyükleri ziyaretle geçti. Malum İSTANBUL'da benim kimsem olmadığı için eşimin ailesiyle oluruz genelde ilk gün. Bayramın ikinci günü ESKİŞEHİR' e tura gittik. Sabahın erken saatlerinde başlayan otobüs yolculuğumuz ortalama 4 saat sonra yani öğlen civarları ESKİŞEHİR'e  ulaştırdı bizi. Ama inanın ne kadar anlatsam gördüklerimi yaşamanız lazım diyorum. Bu aklınızın bir köşesinde olsun..
                               İlk önce bizi YILMAZ BÜYÜKERŞEN BALMUMU müzesine götürdüler. Aynı zamanda ESKİŞEHİR'in belediye başkanı olan YILMAZ BÜYÜKERŞEN'E buradan bir kere daha minnettar olduğumu ve takdir ettiğimi söylemek isterim. Bizzat YILMAZ BÜYÜKERŞEN'in kendi yaptığı balmumu heykellerden oluşan müze bize tarihten tutunda artistlere varasıya bir çok ünlü ismi yanyana getiriyor. Kendisini ne kadar tebrik etsek az. Ayrıca giriş ücretleri İSTANBUL'da bir müzeye gireceğiniz ücretlerin ortalama yarısından bile az. 3 TL. 5 TL. fiyatlarla gitmek istediğiniz her yeri gezebiliyorsunuz. Sonra oradan çıkınca çiğbörek yemeğe gittik. Oranın en meşhur yiyeceklerinden birisiymiş. Özellikle kıymalı olanı gidince mutlaka tadın derim. Sonra talkan kurabiyesi, ve haşhaş helvası hepsinden tattım ve aldım. Ben en çok haşhaş helvasını çok beğendim bir de demez mi Türk kahvesiyle iyi gider diye :)) ilknur almaz mı? hemen aldım. Yemekten sonra yola ESKİŞEHİR KURTULUŞ MÜZESİ'NE gittik. Burası aslında bir konak ve kurtuluş savaşımızın olduğu günlerde İSMET paşanın kaldığı konak. Strateji odası,resimlerle anlatıldığı oda ve gösteri odası var ki!! en çok o odaki anbians ve gösteri bizi çok etkiledi. mutlaka görmelisiniz. Biz şu anda rahat rahat kıçımızı yayıp yaşıyorsak o günlerde bizim için ölenlerin yaralananların sayesinde olduğunu daha iyi anlıyorsun. Maalesef ağlamadan çıkamadım. 3 boyutlu şekilde anlatıyor ve o odadan çıkınca ve oralarda gezerken hepten etkileniyorsun. Bir de biz tam 2 EYLÜL'DE oradaydık ve bulunduğumuz topraklarda 95 yıl önce bunlar yaşanmış. Yani 2 EYLÜL 1922 'de ESKİŞEHİR düşman işgalinden kurtarılmış. Bu tarih bilgisini beynimizde yineleyince hepten gezdiğin yerler insana daha bir anlamlı geliyor ve bakış açın daha da bir değişiyor. İnsanın milliyetçi duyguları daha da bir kabarıyor. Oradan hareketle Kurşunlu külliyesi ve lületaşı müzesine gittik. Lületaşı en çok çıkarılan yerlerden birisi. Daha sonrasında serbest kaldık o tarihi konaklarda çay kahve içtik. Sonra KENTPARK'a gittik. Sevgili YILMAZ BÜYÜKERŞEN öyle güzel bir park dizayn etmiş ki!! yapay plajları bile var. Hem de girişi sadece 15 TL. Allahım ne güzel bir şehirdir. Lütfen gidin görün. Sonrasında otele döndük.
Dün sabah yine kaldığımız yerden devam ettik. TÜLOMSAŞ  fabrikasında DEVRİM arabasını gördük. Hikayesini bilenler bilir bilmeyenlerde uzatmayacağım google amcadan öğrensin. HALLER gençlik merkezi ve SAZOVA parkına gittik. Park muhteşem. Parkta hayvanat bahçesi ve bilim gösterilerinin yapıldığı SABANCI UZAY EVİ gibi yerler var. Hepsini gezemedik sanırım bir gününüzü ayırsanız ancak gezersiniz. MASALŞATOSU'na,KORSAN GEMİSİ'ne ve HAYVANAT parkına girebildik. Sonra zaten artık turumuz bitti.

                 Sonuç olarak gerçekten çok düzenli bir yapısı olan, Şehiri kalkındırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için YILMAZ BÜYÜKERŞEN  ve EKİBİNİ kutluyorum. O ne temiz yollardır.O ne düzenli evlerdir. Gerçekten muhteşem Tarihle içi içe olan ama aynı zamanda modern bir şehir ESKİŞEHİR. Sloganı bile var.ŞEHİR ESKİŞEHİR'DİR.  Tabii oralara gidiş amacımın bir parçası olan ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YUNUS EMRE KAMPÜSÜNÜ 'DE görmeden dönülmezdi değil mi? Kendimle okulumla çok gururlandım. Lütfen AÇIKÖĞRETİM' de okuyanlar ve okuyanları hor görenler koca bir şehiri o üniversite nasıl kucaklamış, nasıl bir kampüsü var, oraların kalkınmasına yardım etmiş gidip bir baksınlar. Öyle sınava girip çalışmadan diploma almış muamelesi yapanları buradan esefle kınıyorum. Ve emeğe saygı diyorum... Açıköğretim okuyan arkadaşlarım sizde nereden diploma almışsınız gidip bir görün diyorum. Uzaktan diploma almış olmak bakkaldan ekmek almaya benziyor olabilir.Ama orada okulunuzu görünce vaybe ben neler başarmışım diyeceksiniz. Bir kez daha kendinizi kutlayacaksınız,o hem okul okumayı,hem çalışmayı,hem evli olmayı,hem çocuk yetiştirmeyi ve her şeyle hayatla uğraşırken kalmadan mezun olduysanız hepten gözleriniz dolacak, okulun kapısını görünce kalbiniz hızla çarparak heyecandan midenizde kelebekler uçuşacak. Eskiden kendimi hafife alırdım ama artık öyle hissetmiyorum ve yapmıyorum.


                 Sonuca gelelim. Atam sana minnettarım.. Ve TÜRK olmaktan bir kez daha gurur duydum. Ve bir kez daha anladım ki. Herşeyden önce bizler bıraktığın bu topraklarda iyi şeyler yapmalıyız. Tıpkı YILMAZ BÜYÜKERŞEN gibi. İdolüm oldu. Yaptıklarıyla ufkumu açtı. Lütfen kimse ülkesinden kaçmayı düşünmesin. Çünkü biz onlara bu rahatlık ve bize bıraktıkları bu güzel vatan için borçluyuz. Çok çalışmalıyız. Yaptığımızın ve yapacağımızın EN İYİSİNİ yapmalıyız. Ülkemizi iyi tanımalıyız.Düşmanlarımız hala bizimle uğraşıyor.Bunu iyi bilmeli ve ona göre gardımızı alıp, çocuklarımızı da bu doğrultuda yetiştirmeliyiz. Herşeyden önce VATANA MİLLETE HAYIRLI EVLAT olmalı dediğimiz olayda bu. İşte bu yüzden de ne diyoruz. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...


Yazımı okuduğunuz için teşekkürler.

Ama lütfen gidip görün.


Takipte kalın,Hoşça kalın..















#EVDEKAL

         Uzun zaman aradan sonra merhabalar.   Umarım hepiniz sağlığınız ve sevdiklerinizin sağlığı iyi durumdadır.  Hepimizinde olduğu ...